İran’ın başkenti Tahran’daki Evin Cezaevi, İsrail’in düzenlediği saldırının ardından harabeye döndü. Cezaevinde yapılan ilk görüntülemelerde tavanları çöken hastane odaları, füze parçalarıyla delik deşik olmuş duvarlar, yıkılmış ziyaretçi salonları ve enkaz altında kalmış yataklar dikkat çekti.
Koridorlarda İran’ın dini liderleri Ayetullah Ali Hamaney ve Ayetullah Ruhullah Humeyni’ye ait çerçevelenmiş portreler hâlâ yer alırken, enkazın gölgesinde kalan bu semboller cezaevinin uğradığı yıkımın boyutunu gözler önüne serdi.
İran yargı makamlarının açıklamasına göre, 23 Haziran’da düzenlenen saldırıda en az 71 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler arasında cezaevi personeli, mahkûmlar ve görüş için gelen ziyaretçiler bulunuyor.
Saldırıda cezaevinin sağlık merkezi, mühendislik binası, adli idare birimi ve açık görüş alanları doğrudan hedef alındı. Evin Cezaevi, özellikle rejim muhaliflerinin sembolik olarak tutulduğu yerlerden biri olmasıyla biliniyor.
İsrail Savunma Bakanlığı ise saldırının ardından yaptığı açıklamada, “rejim hedeflerine ve baskı aygıtlarına” yönelik bir operasyon yürütüldüğünü duyurdu. Ancak saldırının gerekçesine ilişkin detaylı bir bilgi verilmedi.
İnsan hakları örgütleri, saldırının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve sivillerle askeri hedefler arasında ayrım gözetilmediğini belirterek duruma tepki gösterdi. İran ise saldırı sonrası cezaevindeki yaralılara sağlık yardımı ulaşmadığını, ailelerin bilgilendirilmediğini ve mahkûmların tahliye edilmediğini iddia ederek İsrail’i uluslararası hukuku ihlal etmekle suçladı.
Evin Cezaevi’nin bir duvarında enkazlar arasında bulunan bir tahta üzerindeki şu ifade dikkat çekti:
“Amerika’ya ve onun kudurmuş köpeği İsrail’e ölüm.”
Saldırının hemen ardından İran ve İsrail arasında ateşkes ilan edilmesi dikkat çekti. Söz konusu gelişme, bölgedeki gerilimin yeni bir boyuta taşındığının işareti olarak değerlendiriliyor.
.